lördag 17 december 2011

Aglayinca cok cirkin oluyorsun...

Degerli konuklar. Affedin beni. Uzun bir sure karsilikli oturup konusamadik biliyorum. Aslinda ariyacaktim sizleri ama diyecek bir söz bulamayip vaz gectim. Ben aslinda bos konusmayi sevmem hic bir zaman. Bos konusanlari dinlemek daha zevkli oluyor. Gereksiz cabalarini izleyip icimden gulmek, yeri gelince agzimi acip seslerini kesicek bir cumle kurup onlari kucuk dusurmek ayri bir keyif veriyor dogrusunu söylemek gerekirse. Hic kimseye acimiyorum artik. Herkes hakk ettigini alir benden. Ve böylece asil habere gelelim. Sinifin ortasinda diledigim gibi özur konusmasini aldim. Ve rahatladim. Otoriter biri olarak bu hakareti bos sayamazdim. Yanlis kisiyi ezmeye calisti ama hatasini anlayip özur diledi, bu da bir sey...

2011'in sonuna gelmis bulunuyoruz ve bu sene benim icin cok iyi baslayip agustos sonunda kritik bir duruma dogru gitmeye baslamisti. Zaman, zaman "ben nasil bu sorumlulugun altindan kalkabilecem" diyip saatlerce oturup kara kara dusunmuslugum oldu. Bir yandan okul (bölum degistirince 2 sene kaybetmis olcaktim ama ben o iki seneyi arti su an ki derslerle beraber toparlamaya karar verip kendimi nekadar mantiksiz bir duruma soktugumu anlamis oldum), öbur yandan is ve sanki bu yetmezmis gibi fitness salonunda instructor egitimi almaya karar verdim yaz basi. Bu son 4 ay'in yorgunlugnu ve stresini nasil atsam diye kacis yollari ariyorum kendime. Kendimi biraksam 1 hafta araliksiz uyurum sanirim.

Ikinci dönem allahtan daha rahat gecicek benim icin. Böyle devam edemezdim zaten. Toparladim bayagi aslinda. Yani kaybolan o iki sene icin birsey yapmam gerekmezdi aslinda ama benim hedeflerim var. Bir an önce okulu bitirip ailemin yanina dönmek istiyorum. Kendime saygin bir hayat kurup guzel bir isim olsun istiyorum. Aski bulup zamani gelince evlenmek falan filan... Aldigim egitime, bagajimda ki deneyimlerime ve kendime guvenerek beni 2 sene sonra istanbulda cok rahat bir hayat bekledigini dusunuyorum. Bunu okuyup "neyine guveniyorsun" diyenler de vardir mutlaka. Hakk veriyorum. Öz guven herzaman göze carpar. Ama ben o özguvene sahip olabilmek icin cok caba harcadim. Yapabileceklerimi ve yapamiyacaklarimi iyi biliyorum cok sukur onun icin bukadar rahat iddaa ediyorum bunu. Suna inaniyorum ki bir seyleri cok istiyorsan o istediklerini alirsin bir sekilde. Emek harcamadan olmaz ama. Emek harcamadan hic bir sey olmaz. Ben emeklerimin, ders calismaktan uykusuz gecirdigim gecelerin karsiligini alicagimdan eminim. Turkiye'ye ayagimi bastigim an istedigim herseyi alicam.

Cok kararliyim. Ailemden uzak kaldigim su 4 yili dusununce, isteyip ve mesafeden dolayi sahip olamadiklarimi dusununce hirslaniyorum. Bir kere dunyaya gelmissiz, bunun degerini niye anlamiyor bagzi insanlar? Zamanini bos islere harcayip yillar sonra oturup dizini döven insanlara ayri bir alerjim var. Kendi hayatinin kontrolunu kaybedecek kadar ya da baskalarin ellerine teslim edicek kadar aptalsan cekiceklerin de var! Carpe Diem de bir yere kadar.

Neyse, benden bu gecelik bukadar. 5 saat sonra sinava girecem. Sali gunu de Turkiyeye kaciyorum ve 3 hafta tatil yapicam. Yeni yila girince kendime kadeh kaldirip basarilarimin serefine icicem ve basarilarimin devami icin dua edip 2012'ye "hayatima hosgeldin" diyecem. Herkese simdiden nice mutlu, saglikli, ve guzel seneler diyip iyi geceler diliyorum.

You're your own master of success! Write that down.

Bloggintresserade